26 Ocak 2012 Perşembe

Kötü Alimler

Kötü Alimler


Âlimlerin dünyâya muhabbet ve rağbetleri, onların güzel yüzleri üzerine bir lekedir. Her ne kadar onlardan insanlar için faydalar hâsıl olsa da ilimleri kendi haklarında faydalı olmaz. Onlar vasıtasıyla dîn takviye olsa da buna i'tibar yoktur. Çünkü takviye zaman zaman bazı facirlerden ve dîni inançları zayıf, gevşeklerden de hâsıl olur. Peygamberlerin Efendisi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Muhakkak Allâhü Teâlâ bu dîni fâcir bir kişi ile de takviye eder." Onlar fâris taşı gibidir. Demir veya düz bir şey ona bitiştirilse altın olur. Ama o, taş olarak kalır...

Mü'mine Cimrilik Yakışmaz

Mü'mine Cimrilik Yakışmaz

Cimrilik, malı (zekat ve sadaka olarak) harcanması gereken yerlere harcamamaktır. Bunun aksi ise israf olup o da malı icab eden yerlerin haricine sarf etmektir. Bu ikisi de kötü ahlâktandır. Doğru olan her hususta itidali; orta yolu tutmaktır. Ayet-i celılede -meâlen- "Hem elini bağlayıp boynuna asma, hem de onu büsbütün açıp saçma ki pişman olur, açık kalırsın." (Isrâ Sûresi, âyet 29) Buyurulmuştur.

Resûlullâh Efendimizin (s.a.v.) yanında bir kadını medhederek "Çok namaz kılar, çok oruç tutar, lâkin biraz cimridir." dediler. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Öyle ise hayrı nedir?" buyurdular.

Öfke Şeytandandır

Öfke Şeytandandır


Kötü bir ahlâk olan öfke, külün altındaki köz gibi kalbde saklı olan bir ateştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ümmetine bu kötü ahlaktan sakınmalarını emredip buyurdular:

• "Öfkelenmekten sakının. Zira öfke, âdemoğlunun kalbinde ateş yakar. Öfkelenen birini görmez misiniz; gözleri nasıl kızarır, şah damarları nasıl şişer? Biriniz öfkeleneceğini hissettiği zaman ya uzansın veya vücudunu yere değdirsin."

• "Sizden bazıları çabuk öfkelenir ve çabuk sakinleşir. Yani biri diğeriyle denk olur.
Bazıları da geç öfkelenir ve geç sakinleşir. Yine biri diğeriyle denk olur. Fakat sizin en hayırlınız geç öfkelenen ve çabuk sakinleşendir. En şerliniz de çabuk öfkelenen ve geç sakinleşendir."

Kabir ehli dünyadakilerden nasıl haberdar olur?

Kabir ehli dünyadakilerden nasıl haberdar olur?


Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

Bir mü'minin ruhu kabzolunduğu vakit, evvelce Allâhü Teâlâ'nın rahmetine ermiş olanlar, (dünyada, müjdeci nasıl sevinçle karşılanırsa öyle karşılayıp) onun yanına toplanırlar. Birbirlerine, "Ona müsaade veriniz, biraz istirahat etsin." derler. Ona az bir zaman mühlet verirler. Sonra onlar -ölülerin ruhları- yanına gelip dünyada bulunan akraba, ahbab ve dostlarından haber sorarlar. O mü'min de, dünyada kalanların iyi hallerinden ve salih amellerinden veyahud, kötü hallerinden ve amellerinden haber verir.

Onlar (hâlâ dünyada olduğunu zannettikleri), bir adamdan sual ederler. Hâlbuki o adam âhirete gitmiş ve çok sene de geçmiştir. Yeni gelen mü'min onlara "Sizin sorduğunuz kişi benden evvel vefat etti" diye haber verince, onlar vaziyeti (onun hatimesinin/sonunun kötü olduğunu) anlayarak istirçâ ederler; (yani, innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn derler.) İmanın vasıtalarını öğretmediği için onun atasını ve kendisini kötülerler.

Peygamberimiz (s.a.v.) sonra şöyle buyurdular:

25 Ocak 2012 Çarşamba

Dolandırıcı Gazeteci Mehmet Ali Birand

Dolandırıcı Gazeteci Mehmet Ali Birand



GAZETECİ DOLANDIRICILIK YAPAR MI!

MEHMET Ali Birand olayından geçenlerde burada söz ettim. Yurtdışında TRT için hazırladığı programlann harcamalarında bu devlet kurumunu dolandırmış, sahte belgelerle, hayali belgeler ve düzmece faturalarla TRT'den çok büyük paralar tırtıklayıp cebe atmıştı.


O kadar ki, karısının ve çocuğunun harcamalarını bile bu yöntemle devletten tırtıklıyordu. Yapılan ihbarlar üzerine TRT Teftiş Kurulu olaya el koydu. Binbir güçlükten sonra müfettişler, yolsuzluğun yapıldığı Avrupa ülkelerine gittiler ve yerinde inceleme yaptılar.


Hayali firmalar, rakamlarıyla oynanmış faturalar, düzmece belgeler tek tek saptandı. Mehmet Ali Birand isimli bu şahıs devletten bu sahtecilik yöntemleriyle çok büyük paralar çekmişti.
Savcılık tarafından hakkında iki dava açıldı.
İlkinde, Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandı. Yargılama sürerken baktı ki pabuç pahalı, TRT'den tırtıkladığı paraların tümünü kuruma iade etti. Buna rağmen 11 ay 20 gün hapis cezası aldı ve cezası paraya çevrildi.

TSK'daki Sabetayist Kadrolaşma ve Org. Yaşar Büyükanıt

TSK'daki Sabetayist Kadrolaşma ve Org. Yaşar Büyükanıt

Ulusalcı hareketin lideri olan Orgeneral Mehmet Yaşar Büyükanıt’ı konu etmiştik. Bunun üzerine, gayretli bir akademisyen arkadaşımız, Paşamızın soy kütüğünü merak etmiş ve araştırmış. Uzun sürdüğünü ifade ettiği araştırması sonunda ulaştığı çok ilginç bilgileri bizimle paylaşmak için sitemize maille göndermiş. Bizler de Büyükanıt Paşa ile ilgili bu çarpıcı bilgileri sizlerle paylaşmayı bir sorumluluk olarak gördük. 

Bize bu bilgileri gönderen ve ismini dahi bilmediğimiz bu arkadaşımıza en derin teşekkürlerimizi sunuyoruz. 

24 Ocak 2012 Salı

Ve... Venüs'te de hayat olduğu itiraf edildi. Uzayda hayat var...

Ve... Venüs'te de hayat olduğu itiraf edildi. Uzayda hayat var...

Rusya Bilimler Akademisi Uzay Araştırmaları Enstitüsü'nde görevli bilimadamı Leonid Kasnfomaliti'nin Venüs'te canlı varlıklar olabileceğini iddia etti. Rus bilim adamı Astronomiçeski Vestnik (Astronomik Haberler) dergisinde yayınladığı makalesinde eski Sovyet uzay araştırmalarında elde edilen fotoğrafları incelediğini ve Venüs'te canlı varlıkların olabileceğini savundu.

Venera-13 ve Venera-14 isimli Sovyet uzay araçlarının 1980'li yıllarda çektiği eski fotoğrafları inceleyen bilim adamı Ksanfomaliti, "Yarım metre yüksekliğinde ortaya çıkan, değişen veya kaybolan nesneler tespit edildi. Rastgele ortaya çıkan şekilleri de izah etmek çok zor"dedi. Rus bilim adamına göre fotoğraflarda disk şeklinde hareketli bir cisim, ayrıca siyah bez parçasına benzeyen nesneler ve bir de akrep şeklinde bir canlı varlık görülüyor.

NASA'nın Mars'ta çektiği fotoğrafta insan mı var?

NASA'nın Mars'ta çektiği fotoğrafta insan mı var?

Uzay aracının Mars'tan geçtiği şaşırtıcı fotoğrafta, sanki öylesine dolaşan çıplak yaratık, bir tepeceğe tırmanmış ve oturuyormuş gibi görülüyor. Sipirit'in geçtiği fotoğrafları 4 yıldır en ince ayrıntısına kadar inceleyen uzmanlar, fotoğraflardan birisinde küçük yeşil bir "yaratık"ın olduğunu farketti. Görüntüde insan fizyonomisini de andıran "yaratık", dağlık alanda yürüyüp, tepciklerden birisindeki kayanın üzerine oturmuş gibi görünüyor. Gayet rahatmış gibi bir pozisyonda kameralara görüntüsü yasıyan "yaratık"ın kolu, iki ayağından birisinin üzerindeymiş gibi algılanıyor. 

O da içi dışı başka olan sahte bir kahramandı: Rauf Denktaş

O da içi dışı başka olan sahte bir kahramandı: Rauf Denktaş

Rauf Denktaş: 'Başörtüsü diye birşey yoktur'!

Dün akşam saatlerinde ölen Denktaş her ne kadar "Mucahit Denktaş" diye belli bir kitleye dayatılsa da Denktaş ulusalcı kimliğinden taviz vermeyen birisiydi.

İşte Denktaş'ın başörtüsü ile ilgili görüş ve söylemlerinden biri;

Denktaş, 'Başörtüsü Anadolu'da saf insanlara anlatıldığı için inanıyorlar. Kur'an-ı Kerim'de böyle bir şey yok. Diyanet İşleri Başkanı olmasa olmazı değildir diyor. Namuslu şekilde giyinmektir esas.' dedi.

Rauf Denktaş, Kocaeli Yükek Öğrenin Derneği tarafından düzenlenen 'Ulusal ve Uluslararası Boyutta Kıbrıs Gerçeği' konulu konferansa katıldı. Burada Kıbrıs'ın geçmişinde günümüze nasıl geldiğini anlatan Denktaş, Anan Planı'nın hata olduğunu ve Ak Parti'nin bu plana destek vermesinden dolayı eleştirdi.

Denktaş, konferansta Kıbrıs gerçeğinden daha çok başörtü yasağı üzerinde durdu. Yasağı savunan Denktaş, başörtü yasağının kaldırılmasının tehlike olduğunu söyledi. Rauf Denktaş başörtü ile ilgili görüşlerini şöyle aktardı:

'Bu olay Anadolu da saf insanlara kimler tarafından anlatılıyor. Efendim türban Allah'ın emridir anlatılıyor. ınsanlar da inanıyor. Kur'an-ı Kerim'de böyle bir şey yok. Diyanet ışleri Başkanı olmasa olmazı değildir diyor. Namuslu şekilde giyinmektir esas. Oranı buranı açıp göstermek değil. Bir gidişat var. İniforma haline getirtilmiş. Anlatıyorlar, 'Türban yasaklanmış değildi. Nasıl yasaklandı. İstediniz cuma günü tatil edilsin namaza gitmek için. Üniversitede mescit açtırmak istendi. Şeriat gelecek laiklik gidecek sözleri çıktı üniversite içinde.' Onun üzerine laiklikte sorumlu olan devlet bunu yasaklamak zorunda kaldı. O günden bugüne laikliğe karşı uniforma olmaktan çıktı mı? Çıkmadı çoğaldı.'

14 Ocak 2012 Cumartesi

Osmanlılar Nasıl Vakit Geçirirlerdi

Osmanlılar Nasıl Vakit Geçirirlerdi

Kanuni Sultan Süleyman devrinde 1552-1556 yılları arasında İstanbul'da dört yıl doktor olarak kalan bir İspanyol'un o yıllarda Osmanlı halkının günlük hayatını anlatan hatıralarından:

"Osmanlılar Allah'a karşı saygısızlık, vaktini boş yere geçirmek ve nefsini alçaltmak gibi sebeplerle bizdeki gibi oyun oynamazlar.
Yaz olsun kış olsun karanlık bastırdıktan iki saat sonra (yatsı namazını kılıp) hemen yatarlar. Gün ağarırken sabah namazını kılmak üzere kalkarlar. Bir kısmı kalkıp, bir kısmı da uykuya devam eder sanmayın. Erkek, kadın, küçük büyük herkes aynı saatte kalkar, güneş hiç kimseyi yatağında yakalamaz.

Asrın Kutbu Bir Demirci Ustasıydı

Asrın Kutbu Bir Demirci Ustasıydı

Bâyezîd-i Bastâmî (k.s.) buyurmuşlardır ki:

"Benim zamanımda binlerce keramet ve keşif sahibi evliya var idi; fakat asrın kutbu olma keyfiyeti bir demirci (Ebû Hafs el-Haddâd'a k.s.) verilmişti. Ben bunun sırrına agâh olamadığımdan hayret İçinde idim.

Bir gün, çoluğunun ve çocuğunun nafakasını tedârik için demircilikle meşgul olan bu zâtın dükkanına gittim. Selâm verdim. Beni görünce pek sevindi. Hemen elime sarıldı ve öptü ve benden duâ rica etti. Aramızda şu konuşma geçti. Dedim ki;

- Ben senin ellerini öpeyim, asıl sen bana duâ et.
-  Sana duâ etmekle içimdeki dert sükûnet bulmaz ki.
- Derdin ne? Söyle de ona çare arayalım?
- Acaba kıyamet gününde bu kadar ibadullahın/kulların hâli nice olur? İşte benim derdim bu, dedi ve ağlamaya başladı. Beni de ağlattı. O vakit sırrıma nida olundu ki: Bunlar, nefsî nefsî diye kendi İçin endişe edenlerden değil, Ümmetî ümmetî diyenlerdendir. Fakat henüz mükâşefeye mazhar olmadığı için kendisi kutup olduğundan haberdar değil. Artık kutbiyyetin verilmesine karşı bende olan hayret zail oldu. Kendisine cevaben dedim ki:

Aldık mı payımızı!

Aldık mı payımızı! Sultan II. Abülhamit Han, Talat Paşa,  Sultan Reşad


İngiliz ve Fransızların Çanakkale'yi geçebilecekleri endişesine kapılan İttihat ve Terakkî hükümeti tedbir olarak pâdişâh (Sultan Reşad) ve hükümeti Anadolu'ya taşımağa ve (Beylerbeyi Sarayı'nda ikâmet etmekte olan) Sultan Abdülhamîd Han'ı da ikna edip, Anadolu'ya götürmeğe karar vermişlerdi. Bu hâtırasını Ercümend Ekrem Bey şöyle anlatıyor:

"Hepimiz Sultan Abdülhamîd Han'ın huzuruna elpençe dizilmiştik. Talat Paşa, pek hürmetkar bir ifâde ile önce vaziyeti anlattı. Hulasaten/özetle şöyle diyordu: 'Âcil bir tehlike arz etmemekle beraber vaziyet çok ciddîdir. Düşman deniz ve karayolu ile Çanakkale'yi zorluyor. Şiddetli müdâfaaya rağmen -Allah korusun- boğazı geçecek olurlarsa pâdişâh, hükümet ve hânedân-ı saltanat esarete düşecektir. Elîm bir musâlehaya mecbur olmamak için hükümet, Anadolu'ya geçip harbe orada devama karar vermiştir. Hattâ sizler için Konya'da Çelebi Efendi'nin konağı tahliye olunmuştur. Emir ve irâdelerinizi bekleriz."

Sultan, Talat Paşa'yı sonuna kadar soğukkanlılıkla dinledi. Keskin bakışlarını hepimizin üzerinde ayrı ayrı gezdirdikten sonra:

13 Ocak 2012 Cuma

İslam Alimi Kılığındaki İyi Yetiştirilmiş Bir Yahudi Ajanı: Muhammed Esed

İslam Alimi Kılığındaki İyi Yetiştirilmiş Bir Yahudi Ajanı: Muhammed Esed


Henüz 13 yaşına geldiğinde ibraniceyi ana dili gibi bilen, Tevrat'ı ve diğer yahudi kitaplarını rahatça okuyabilen.. Hiç durmadan Müslüman diyarlarını gezen ve nihayet Müslüman olduğunu açıklayan Muhammed Esed kimdir? Müslümanlığı samimi midir?

İyi yetiştirilmiş bir Yahudi ajanı mıdır?

Zekat farzını inkar etmiş midir?

Yahudi ve Hıristiyanların da müslüman/cennetlik olduklarını iddia etmiş midir?

Mason Muhammed Abduh'u öve öve göklere çıkartmış mıdır? Abduh da Yahudi ve Hıristiyanları cennetlik ilan etmiş midir?

Dinler arası diyalog tuzağını tâ bin dokuz yüzlerin başında bu özel yetiştirilmiş ajanlar/masonlar mı kurmuştur?

Abduh için "üstadım" diyen ve "Müslüman İsevi" diye saçma sapan bir tabir uyduran Deliüzzaman Said-i Nursi bu ekibin içinde midir?


Ali Eren Hocaefendi'nin Arifan Dergisi'nde yayınlanan yazısından okuyoruz;
-----


5 Ocak 2012 Perşembe

Allah'a kafa tutan bir şair: Mehmet Akif Ersoy

Allah'a kafa tutan bir şair: Mehmet Akif Ersoy


Sual: Mehmet Akif Ersoy’un, Müslümanların halifesi olan Sultan ikinci Abdülhamid’e, (Korkak, baykuş, hayvan, merkep, zalim, mel’un, kızıl kâfir… ) gibi çirkin sözler söylediği ve mason Abduh gibi reform istediği doğru mudur?


CEVAP
Maalesef doğrudur. En kötüsü de, bu duruma tevbe de etmemiştir.

1966 baskılı SAFAHAT isimli kitabında diyor ki:

2 Ocak 2012 Pazartesi

Galata Kulesi ve İstanbul'un Yeraltı Dehlizleri

Galata Kulesi ve İstanbul'un Yeraltı Dehlizleri


Harplerde topun kullanılmasından evvel şehirler, düşmanın gelişini, hazırlığını ve harekâtını yüksek kulelere çıkarak tesbit ederlerdi.

Düşman şehri zapt edecek olursa. İçeride kalan kimselere veya askerlere işbu kule barınak teşkil ederdi. Düşman şehre girdikten sonra dahi müdâfaaya devam ederlerdi.

Diğer taraftan kuleler yeraltı dehlizlerinin birleştiği yerdi. Şehir düştüğü zaman, kulenin tünellerinden kaçarlardı. İşbu keyfiyet Galata Kulesi için de geçerli idi; şehir surlarla üçe ayrılmıştır. Üç taraftan da, yeraltından Galata Kulesi'ne çıkan yol vardır. Birincisi Galata Kulesi'nden Cizvit Bostanı'nın içindeki kuyuya, ikincisi de Perşembepazarı'nda bulunan Bostandaki Yeni Câmi'nin yanına varırdı. Üçüncüsü ise Meyyit İskelesi tarafında idi.

Eskiden "Komünist eşittir teröristtir" deniyordu. Şimdi "Müslüman eşittir teröristtir" deniliyor. Oktay Sinanoğlu

Oktay Sinanoğlu


Eskiden "komünist eşittir teröristtir" deniyordu. Şimdi "müslüman eşittir teröristtir" deniliyor. Bu planları kimler yapıyor? Bu tuzakları kimler kuruyor?

-----

2014'TE AB'YE GİRECEKMİŞİZ!
NEREYE GİRECEKSİN ENKAZA MI?

Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’nun konuşmacı olduğu “Batının Batışı – Dünya ve Eğitimde Yeni Ufuklar” semineri İTÜ’de gerçekleşti. İşletme Mühendisliği Kulübü’nün düzenlediği seminere ilginin çok fazla olması izdihama neden oldu. Ayrıca birçok katılımcı seminerin olacağı salona giremeden geri dönmek zorunda kaldı. Şanslı olanlar oturacak yer bulabilirken, büyük bir kesim Sinanoğlu’nu ayakta izledi. Beklendiği gibi sözünü sakınmayan Sinanoğlu seminer sonrasında sevenlerine kitaplarını imzaladı.

Prof. Sinanoğlu’nun konuşmasından satır başları:

ABD diyor ki; “Ciğerimiz nedir bize anlat”. “Ciğeriniz yok ki neyi anlatayım?” diyorum.
Bunların (ABD’nin) her gittikleri yerde yaptıkları ilk iş, oranın kültürünü ve dilini bitirmektir.
Ordu evinin kuaföründe birbirlerine hava atmak için borçla harçla çocuklarını ABD’de master’a yollarlar. Bilinmedik de bir üniversite. Bir tanesinden haberim oldu. Üniversitenin aslında master programı da yokmuş. Bizimkiler teklif etmiş. Onlar da kişi başı yıllık 30 bin doları görünce kabul etmişler. Bir baktım papaz okuluymuş.
ABD’de master ülkeye para kazandırmak için icat edilmiştir.
Şu hükümet yaptı, bu hükümet yaptı yok. (Bu büyük planların çoğundan) hükümetlerin haberi bile yok.
Batı’nın ulaştığı yerde zulüm olur. Neden biliyor musunuz? Çünkü onlarda insanlık yoktur.
Öbür dünya hava yolları; yanına gömlek bile alamazsın. Kefen alayım dersin yobaz olursun.
(Bize yapılanların) aynısını Güney Amerika’da yüz yıl önce yaptılar. Orada sokaktaki adam bile bunu bilir.
(ABD merkezli değişime) biraz direnen Fransa vardı. Onun da başına Sarkozy’yi geçirdiler. Orası da bitti.
2014′te AB’ye girecekmişiz. Neye gireceksin? Enkazına mı?
Onlar (ABD’liler) da bana soruyor; “Halimiz ne olacak?” diye. “Hep beraber hallederiz” diyorum. (Gülüyor)

Medeniyetin Ulaştığı Son Nokta: Sodom ve Gomore

Medeniyetin Ulaştığı Son Nokta: Sodom ve Gomore


Kur'an'da Yüce Allah'ın Lut kavmi üzerine göklerden ateş yağdırdığını, o şehirleri ve orada yaşayanların hepsini yok ettiğini yazar. (Araf Suresi)O şehirler Sodom ve Gomorra şehirleridir. Peki bu şehirler Allah'ın gazabına neden uğramışlardır?

Lut, kavmine dedi ki:
" Alemlerde, sizden önce hiç kimsenin yapmadığı 'fahşayı' (hayasızlığı) mı yapıyorsunuz? Gerçekten siz, kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz, 'müsrif'(haddi aşan) bir kavimsiniz."

Lut Kavmi'nin cevabı:
"Bunları, yurdunuzdan sürüp çıkarın, muhakkak bunlar, çokça temizlenen insanlardır." demekten başkası olmadı.

Bunun üzerine Biz, karısı dışında, (Lut'u) ve ailesini kurtardık; (karısı) ise, helake uğrayanlardan oldu. Ve onların üzerine, bir (azap) sağanağı yağdırdık. Bak! Mücrimlerin(suçluların) akıbeti nasılmış?
[ARAF(7)/80-84]
Kur’an’a göre ahlaksızlık içindeki bu şehirler yerle bir edilmiş, yerin altına gömülmüştür.

Bu günahkar kentlerin İsrail'de, Lut Gölü'nün güneydoğusundaki el-Lisan Yarımadasının güneyinde sığ suların altında kaldıkları tahmin edilmektedir. Kuran'da anlatılan olayın başlıca karakterleri Hz. İbrahim ile yeğeni Lût'tur.

Yakın Tarihimizde Dönmelik ve Dönmeler (kitap tavsiyesi)

Yakın Tarihimizde Dönmelik ve Dönmeler (kitap tavsiyesi)

- 350 senedir, Türk ve Müslüman gibi yaşayan Dönmelerin aslı nedir?
- Sahte Mesih, İzmirli Sabatay Sevi kimdir?
- Sevi, neden yalandan Müslüman oldu ve sonra neden döndü?
- Sevi'nin kurduğu Dönme inancı nedir? Kime Dönme denir?
- Dönmeler, üç bucuk asırdır, neden Yahudi ve Musevi kaldılar? Neden gizleniyorlar?
- Dönme tarihinde karanlık noktalar...
- Dönmelerin ağzından, gizli hayatları...
- Dönmeler, nasıl yaşar, nasıl ibadet ederler?
- Türkiye'de kaç Dönme var?
- Yeniden Musevi olmak isteyen Dönmeler
- Dönmeler arasında kalem savaşı ve açıklanan asırlık sırlar...
- Diğer ülkelerdeki Dönmeler...

Sabetay Sevi ve Sabetaycıların Gelenekleri (kitap tavsiyesi)



Abraham Galante Türkiye ve Osmanlı yahudileri Tarihi araştırmalarının en önemli ve hala aşılamamış isimlerindendir. Sabetay Sevi isimli çalışması yazarın, önemli ama gerçekten önemli eserlerinden birisidir.

Türkiye'de ve Türkiye dışında daha sonra sabetaycılık konusunda yayımlanan tüm eserlerde, Scholem ve Prof. Abdurrahman Küçük başta olmak üzere Galante'nin hep kaynak olarak alındığı görülür. Çünkü sabetaycıkla ilgili yazdıkları Rosanes, Danon ve Nehema'dan çok daha ilgi çekicidir ve orjinal belgelere dayanmaktadır.

Kuşkusuz gerek Mısır yıllarında ve gerekse tüm yaşantısında Galante'nin İttihat ve Terarkki ile olan ilişkilerinde pekçok sabetaycı dostu olmuştu. Eminiz ki şu an elinizde tuttuğunuz kitap Galante'nin aslında sabetaycılar hakkındaki bilgisinin küçük bir bölümünü yansıtmaktadır. Galante özellikle Osmanlı siyonizmi, Selanik mason locaları ve melamilik içinde sabetaycıların rollerini çok daha fazla açıklayabilecek bilgilere de sahipti. Ama resmi tarihçiliği ve gerektiği kadar konuşması ilkesi sebebiyle sabetaycılık hakkında bir giriş kitabı yazmış oldu.

Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerinin bağlıları (Süleymancılar) hangi partiye oy verecek? | Hangi parti tercih edildi? | Mehmet Fahri Sertkaya (video)

Cemaat merkezi ( Muhterem Alihan Kuriş Beyağabey ) kararını açıkladı: KESİNLİKLE OY YOK! Kesinlikle AKP'ye ve MHP'ye oy ve...